Zihin Okuyucu Olarak Normal Çocuk

‘Zihin kuramı’ başkalarının zihinsel durumlarından (düşünceler, inançlar, istekler ve niyetler vb.) anlam çıkarma, bu bilgiyi onların ne söyleyeceklerini yorumlamada kullanabilme, nasıl davranacaklarını sezebilme ve bir sonra ne yapacaklarını tahmin edebilme becerisi olarak tanımlanır. Küçük çocuklar konuşmaya başladıklarında zihinsel durumları eylemler olarak açıklarlar. 18-30 aylıktan itibaren, normal çocuklar: duygular, istekler, inançlar, düşünceler, rüyalar, hileler gibi bir dizi zihinsel duruma başvururlar. Deneysel çalışmalar, 3-4 yaşlarına geldiklerinde, çocuğun zihin kuramının iyi bir şekilde gelişmiş olduğunu göstermektedir. Son yapılan tartışmalarda, bu tür anlamanın bir ‘teori’ olarak isimlendirilmesinin uygun olup olmadığı sorgulanmaktadır. Biz bu konuyu burada tartışmayacağız, onun yerine daha nötr bir terim olan ‘zihin okuma’ yı kullanacağız. 

Zihin okumanın gelişimiyle ilgili bir kazanım da çocukların ‘görme bilmeye neden olur’ prensibini anlamalarıdır. Örneğin 3 yaşındaki çocuklar, kabın içine bakanla sadece dokunan iki kişiden hangisinin kabın içinde ne olduğunu bilebileceğini kolaylıkla gösterebilirler. Bu tarz bir becerinin bu kadar erken yaşta olması çocukların bilgiyi elde etmek için kaynağa ulaşmanın öneminin farkında olduklarının göstergesidir.

Yapılan birçok çalışma normal çocukların, isteği inançtan önce anladıklarını -aslında 2 yaşındaki normal çocukların isteği açıkça anladıklarını göstermektedir. Hatta ‘2 yaş sendromu’ yaşayan çocukların kendi istekleri ve ebeveynlerinin istekleri arasındaki hayal kırıklığı yaratan farklılığın, farkında olmaları buna kanıt olarak gösterilmektedir.

Duyguyu anlama bakımından, yeni doğan bebekler dahi mutlu, üzgün, kızgın ve korkmuş duygularının yüz ifadelerini ayırt edebilmektedirler. 3 yaş çocukları durumların duyguları nasıl etkileyebileceği, 4 yaş çocukları ise bir kişinin istek ve inançlarını göz önünde bulundurarak nasıl hissedeceklerini tahmin edebilirler.

Üzerinde iyi çalışılmış bir başka zihinsel durum da -miş gibi yapmaktır. Çocuklar 10-18 ay arasında sembolik oyun oynamaya başlarlar. Konuşma becerisi kazanmış çocuklarla yapılan deneyler, çocuklar sorulara cevap vermeye başlar başlamaz, -miş gibi yapmanın gerçekten farklı olduğunu anladıklarını göstermişlerdir. Böylelikle, bir muzla telefonmuş gibi oynarken, her iki nesnenin de gerçek işlevlerinin farkına varmada güçlük çekmezler. Bu gerçekten karmaşık bir kazanımdır. 

Hazırlayan: Ömer Demirel